ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
robson de souza robinho
-
geleceğin pele'si/garrincha'sı olarak nitelendirilen '84 doğumlu brezilyalı futbolcu. world soccer'ın dediğine göre denilson'la kıyaslanmakta olan driplinglerine karşı, düşük bir finishinge sahipmiş. şu an için santos'ta forma giyen bu futbolcu, nike'ın geleceğe yaptığı en iyi yatırımlardan biridir. lakin, avupa'da büyük bir takıma gelmesi için biraz daha pişmesi gerekiyor.
6 kasım 2008 benfica galatasaray maçı
-
dört italyan ile birlikte izlediğim maç olmuştur.
yaptığım bazı gözlemleri yazmak istiyorum.
öncelikle, italyanlar benim tuttuğum takımı sordular, fenerbahçe cevabımdan sonra :
- "ooo bene, bene, benfica sikilaççi de cimbome, mehehehe, zehehehe" gibi laflar ettiler.
dilim döndüğünce türklerin büyük kısmının yerel ligde rakibi olan takımları avrupa kupalarındaki maçlarda içten bir şekilde desteklediğini anlatmaya çalıştım ve :
- benfica sikilaççi cimbome? nooo noo... cimbome mokoko benfica. uefa copa de 2000? moroni!"
biraz alındı sanki italyan misafirlerimiz benim yaptığım yoruma. her neyse, maçı izlemeye başladık.
fark ettiğim net bir şey var, bu elemanların dördü de açıktan benfica'yı destekliyordu.
şimdi türk'ün türk'ten başka dostu yok edebiyatına girmek istemiyorum. ancak italyanlar can'ı gönülden benfica'nın galatasaray'ı yenmesini, hatta fark atmasını istiyordu. lecce'li italyanların ne işi olur portekiz'le, benfica'yla allasen? sırf türk takımına rakip diye destekliyorlardı benfica'yı. mamma li turchi güzelim, evet.
ilk yarı ortada geçti, fazla pozisyon yoktu ama mücadele ve galatasaray'ın oynama azmi takdire şayandı.
devre arasında elemanlara türk kahvesi ısmarladım, pek beğendiler, "içtiğimiz en güzel yunan kahvesiydi" dediler. "boğazınıza dursun, zıkkım olsun pezevenkler" dedim gülümseyerek. serde diplomatlık var sonuçta.
sanırım bir gün önce hacıoğlu'nda lahmacun yerken: "pizza, pizza diye dünyayı ele geçirdiğiniz yemeğin fikri aha işten bundan çalıntı, habarınız olsun eeey" demiş olmamın etkisi vardı yaptıkları bu talihsiz yorumda.
ikinci yarıya geçtik.
emre aşık ilk golü taktığında elemanlar biraz bozuldular "tesadüfiyaçço" gibi birşeyler dediler.
"yarramiyeoo tesadüfiyaçço" dedim ben de. gol geleceğim diyordu sonuçta.
güldük.
ben daha çok güldüm ama.
ardından, gerek hazırlanışıyla, gerek bitirilişiyle mükemmel bir gol olan ikinci galatasaray golü ümit karan'ın ayağından gelince ben hafif kontrolümü kaybedip alessandro'nun ensesine sağlam bir tane yerleştirmişim. "al sana tesadüfiyaçço dallameooo" diye de bağırmışım.
derken maç bitti. italyanlar sanki maçın öncesinde benfica alır, benfica deşer, benfica mokoko yapar diyen kendileri değilmiş gibi nasıl bir yalakalık yarışına girdiler anlatamam. övgüler, hamaset kokan ifadeler havada uçuşuyor.
ben ise gülümseyerek garsona "bize dört bardak soğuk su getir" diye seslendim. anlamadılar ama içtiler. afiyet olsun dedim. "sen niye içmiyorsun" diye sordular. güldüm. anlamadılar. anlamasınlar zaten.
kısacası, benim için oldukça keyifli bir maç oldu. 1999-2000 döneminden beri görmediğim kadar ne yaptığını bilen bir galatasaray vardı sahada. bakın buraya yazıyorum, şükrü saraçoğlu'nda uefa kupası finali çok büyük bir hayal değil. bu gece oynadığı futbolla galatasaray'ın üzemeyeceği takım yok.
olur da bu hayal gerçekleşirse ne yapıp edip mabedimize gidip galatasaray'ın başarısını alkışlamak üzere stattaki yerimi alacağım. umarım yanıma bir kaç tane italyan düşer. mehehehe.
not : bu entarinin yazılması esnasında hiçbir italyan zarar görmemiştir. alessandro'nun ensesi kalın merak etmeyin.
kilo vermek
-
145 kilogram çektiğim mart 2013'ten bu yana gün itibarıyla 105 kilograma düşerek gırh yaptığım iş :)
rte brezilya teknik direktörü olsa olabilecekler
güntekin onay'la iyi jenerasyon yakaladılar
-
fikret orman'la önümüzdeki hafta netleşir programının arkasından yayınlanır.
fernando muslera
-
oğlum bu adamın kıymetini bilin lan.
bize bakın ibret alın.kale de 1 adet barzo var.
tanım:çok yetenekli ve ahlaklı kaleci.
diego ribas'ın bayburt maçı yorumu
fenerbahçe'de olup galatasaray'da olmayan şeyler
-
vergi levhası.
zlatan ibrahimoviç
-
galatasaray'a asla gelmeyecek futbolcu. çünkü sabri üzülür, burak ağlar, selçuk banane banane der, umut'un boynu bükük kalır...
(bkz: takım içi dengeler)
arda turan
-
gezi'nin yıl dönümünde bu fotoğrafı paylaşmış. emri vereni zaten biliyorduk, destekleyenleri de teker teker not ediyoruz. gezi üç yaşında arda, gezi büyüyecek; ali ismail hep on dokuzunda, berkin hep on dördünde kalacak. ve sen hangi takımda oynarsan oyna büyüyemeyip küçüleceksin.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
higgs parçacığı, higgs bozonu, tanrı parçacığı gibi gazetelerden okuduğumuz ve cernde binlerce bilim adamının bulmak istediği bu parçacığın öneminden ve gelecekte ne işe yarayacağı ile ilgili pek bir bilgi yoktur.
bunca emek ve para neden harcanıyor? amaç sadece proton, nötron, elektron gibi atomaltı parçacıkların yapıtaşlarını mı bulmak istiyorlar?
şimdi size bu parçacığın neden bulunmak istendiğini açıklayayım.
bütün elementler, proton, nötron ve elektronlardan oluşur.
elementlerin arasındaki tek fark, proton, nötron ve elektron sayısı farklarından ortaya çıkar.
örnek verecek olursak, karbon atomunda 6 proton, altın atomunda ise 79 proton vardır. nötron ve elektron sayısı değişiklik gösterebilir kafa karışmasın diye orayı atılıyorum. ama mantık aynı.
diyelim ki elimizde bir adet karbon atomu var. buna 73 proton , gerektiği kadar nötron ve elektron daha eklersek, altın atomu elde etmemiz gerekiyor öyle değil mi? ama bunu yapınca maalesef bu sonucu alamıyoruz.
eğer higgs bozununun varlığını kanıtlayabilir, özelliklerini ölçebilirsek ve oluşum mekanizması çözebilirsek karbon atomunu, altın atomundan ayıran özelliğin ne olduğunu öğrenebileğiz.
bu ne demek? eğer bu gizem çözülürse her türlü atomu, bir başka atoma çevirebileceğiz. kumu alıp ondan altın, platin yapabilirsiniz. elementleri yeniden dizayn edebilirsiniz.
peki bu dizaynı yaparsak ne olacak? sınırlı kaynak diye bir şey söz konusu olmayacak.
madenlere, hammaddelere yani şirket ve ülkelerin dışa bağımlılığına gerek kalmayacak. istenilen elementleri istenilen miktarda fabrikada üretebileceksiniz.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
bircok kisinin aslında cover oldugunu bilmedigi, artık klasiklesmis meshur sarkilar ve onlarin ozgun versiyonlari. "bu da mi ozgun degilmis!" ya da en azindan "ay evet boyle bir sarki vardi, cok guzeldi!" demeniz dilegiyle.
1) i will always love you - whitney houston 1992 orijinal dolly parton 1974
2) tainted love - mariyln manson 2001 soft cell 1981 (bunu herkes biliyor diyenleriniz var duyuyorum ama siz de yanlis biliyorsunuz) orijinal gloria jones 1964
3) if i were a boy - beyonce 2008 orijinal bc jean 2008
4) i love rock n roll - joan jett the blackhearts 1982 orijinal the arrows 1975
5) nothing compares 2 u - sinead o'connor 1990 orijinal the family (prince) 1985
6) girls just wanna have fun - cyndi lauper 1983 orijinal robert hazard 1979
7) love hurts - nazareth 1976 orijinal everly brothers 1960
8) torn - natalie imbruglia 1997 orijinal ednaswap 1996
9) the man who sold the world - nirvana 1994 orijinal david bowie 1970
10) hurt - johnny cash 2002 orijinal nine inch nails 1994
11) i swear - all 4 one 1994 orijinal john micheal montgomery 1993
12) don't turn around - ace of base 1994 orijinal tina turner 1986
13) sailing - rod steward 1975 orijinal the sutherland brothers 1972
14) killing me softly with his song - fugees 1996 orijinal lori lieberman 1971
15) in the army now - status quo 1986 orijinal bolland & bolland 1982
16) red red wine - ub40 1983 orijinal neil diamond 1968
17) bitter sweet symphony - the verve 1997 orijinal the rolling stones'un the last time sarkisinin orkestral versiyonu 1965
18) i got my mind set on you - george harrison 1987 orijinal james ray 1963
19) it's my life - no doubt 2003 orijinal talk talk 1983
20) self control - laura branigan 1984 orijinal raf 1984
21) bu sarkinin coverıyla zerre kadar ilgilenmiyorum (ki coverlanarak mahvedildiginden haberim bile yoktu yakin zamana kadar), bu yuzden alin sadece orijinal ain't nobody - rufus & chaka khan 1983
22) venus - bananarama 1986 orijinal shocking blue 1969
23) hallelujah - jeff buckley 1994 orijinal leonard cohen 1984 aslinda belki de dunyanin en cok coverlanan sarkisi olan hallelujah ile ilgili ufuk acici bilgi, leonard cohen tarfindan ilk defa kaydedilmek istendiginde studyonun sarkinin cok kotu oldugunu ve asla tutmayacagini soylemesidir.
24) unchained melody - righteous brothers 1965 orijinal alex north 1955
25) sealed with a kiss - jason donovan 1989 orijinal the four voices 1960
26) twist and shout - the beatles 1964 the top notes 1961
27) house of the rising sun - animals 1964 orijinal anonim 1933
28) you keep me hangin on - kim wilde 1986 orijinal the supremes 1966
29) mad world - gary jules 2001 orijinal tears for fears 1982
30) i'm a believer - smash mouth 2001 orijinal the monkeys 1966
31) black magic woman - santana 1970 orijinal fleetwood mac 1968
edit: sonradan bulunanlar ve akla gelenler;
32) where did you sleep last night - nirvana 1994 orijinal anonim ingiliz turkusu leadbelly
33) lake of fire - nirvana 1994 orijinal meat puppets 1984
34) whiskey in the jar - metallica 1998 orijinal anonim irlanda turkusu
35) wild world- mr big 1997 orijinal cat stevens 1970
36) waiting for tonight - jennifer lopez 1999 orijinal 3rd party 1997
37) american woman - lenny kravitz 1999 orijinal the guess who 1970
38) respect - aretha franklin 1967 orijinal otis redding 1965
39) hound dog - elvis presley 1956 orijinal big mama thornton 1952
40) how can you mend a broken heart - al green 1972 orijinal bee gees 1971
hidayet türkoğlu
-
şu an ntv ekranlarında şöyle dedi ;
- bu yoğun programında basketbol milli takımımızın maçını takip eden sayın cumhurbaşkanımıza tekrardan teşekkür ediyorum.
ciddiyim böyle dedi. ülkenin cumhurbaşkanına milli maçı izledi diye teşekkür ediyoruz. bu bir tek bana mı absürd geliyor bilmiyorum ama yazık, hem de çok yazık.
nike katar 2022 dünya kupası reklamı
-
adam tam sözlük formatına uygun şu başlığı (bkz: nike katar 2022 dünya kupası reklamı) açıyor tutmuyor.
sonra dangalağın biri sözlük kurallarına uygun başlıkların yerine saçma sapan bir başlık açıyor ve tutuyor. sözlükte herkes böyle aşırı yorumlu paylaşsın artık başlıkları madem.
iyice sosyal medya çöplüğüne benzetin burayı da. neyin ne olduğu karışsın hiç bulmayalım. nike'ın reklamını aramak istersek, böyle dangalakların açtığı alakasız başlıklar yüzünden hiç bulamayalım mesela.
edit: başlık düzeltilmiş.
fatih altaylı
-
10 şubat 2014 cnn türk 5n 1k yayınında söylediği sözlerin doğruluğunu, aradan 9 yıl geçmiş olmasına rağmen şu günlerde yaptığı işlerle gerçek anlamda kanıtlamış olan gazetecidir.
bu yayında cüneyt özdemir habertürk'te sağlık sistemini eleştirdiği için gazeteden atılan 3 kişi için fatih altaylı'nın ne yaptığını sorar. sonrasında şu tarihi diyalog kayda geçer:
c.ö: şimdi bu 3 kişi tespit edildi ve onların işten atılması istendi, sen de attın öyle mi?
f.a: ben atmadım.
c.ö: ama bunlar işten atıldı sonuçta.
f.a: benim dışımdaki daha üst otoriteler tarafından işten atıldı.
c.ö: sen ne yaptın?
f.a: isyan etmek dışında ne yapabilirsin?
c.ö: istifa edebilirdin. lanet olsun kardeşim böyle şeye diyebilirdin.
f.a: (cevap vermeden bir süre boşluğa baktıktan sonra derin bir iç çeker) bunu bana ilk defa sen söylemiyorsun. kimse içerde ne olduğunu bilemez. benim orda niye durduğumu da bilemez.
c.ö: niye duruyorsun? sen paraya pula ihtiyacı olmayan bir adamsın. istesen bırakıp gidebilirsin. durmanın sebebi ne?
f.a: şimdi ben istifa edeyim, sen istifa et, o istifa etsin, bu istifa etsin, sonra ne olsun abi? bütün medyanın sahibi havuzcular mı olsun? tamamen havuz medyası mı olsun? en azından belli bir direniş gösterebilen, belli habercilik yapmaya çalışan ve tarafsız bir grup olarak ben olmayayım mı orada? bütün arkadaşlarım şahittir ki ben bu baskılara çok da kolay boyun eğmiyorum, gırtlağına kadar savaşıyorum. ben kimseyi kovmadım, sonuna kadar savundum o arkadaşları. ha ben istifa edersem ne olur? iki olasılık var. birincisi gazete kapanır ve yarın 800 kişi işsiz kalır. ikinci olasılıkta benim yerime kendi görüşlerinden bir adam getirirler. ayrıca benim bırakmak istemediğimi kim, nereden biliyor?