*

  • -remzi abi nerdesin abi göremiyorum seni ? niye çağırdın beni abi ?
    -gel faruk gel, çekyatın arkasındayım.
    -abi niye ışıkları kapatıyosun ? iyi misin abi ?
    -farukçum bizim tüm tayfaya haber saldım, birbir geliyorlar hepsi. el fenerini getirdin mi ?
    -burda abi de niye ışıklar kapalı ? o ne abi gözündeki ?
    -dost kara günde belli olur hesabı farukçum, bu da gece görüş dürbünü. hacıdan getirdiydi ananem. çek olum şu ışığı tutma gözüme !
    -abi, manyak mısın abi sen ?
    -ne alakası var olm ?
    -iğrençsin abi, gidiyorum ben !
    -sigtir git... vay adi şerefsiz demek bu da dost değilmiş.... aaa harun ! gel hocam gel çekyatın arkasındayım ben....
  • en iyi dostum kendim olduğunun göstergesidir.ağzına sıçtılar dönüpte ciddiye almadı önüne bakti.geçmiş geçmişte kalmıştır dedi. (bkz: respect)
  • bunca zaman hep dost kara günde, kötü günde belli olur diye kazıdık zihnimize. çünkü iyi günde yanımızda olan dostlarımız kötü günümüzde birden bire kaybolabilir dedik.

    ben bu sözün bir yandan doğru bir yandan ise yanlış olduğunu düşünüyorum. yanlış olduğunu düşündüğüm nokta ise şu; kimi insanlar düşenin yanında olduğu zaman gerçekten acıyı paylaşabiliyor, içtenlikle üzülebiliyor. misal tanımadığı bir insanın üzüntüsüne bile yeri geliyor ortak oluyor, omzuna dokunup bugünler de geçer diyor.

    fakat fark ettiyseniz eğer dostlar yalnızca kara günde değil, asıl çok iyi günlerde kendini daha çok belli ediyor. çünkü çok büyük bir başarı elde ettiğinizde, hayallerinize ulaştığınızda, çok sevdiğiniz insanla bir hayat kurduğunuzda dost sandığınız kimileri zoraki gülümsüyor. asıl dostluk üzüntüyü paylaşmak kadar mutluluğu da paylaşmak değil mi?
    bu sebeple zihnimize kazıdığımızın aksine dost yalnızca kara günde belli olmuyor. dostunuzun kim olduğuna karar verirken kötü günleriniz kadar hayatınızın en mutlu günlerine de şöyle bir göz atın. kaç kişi siz kadar mutluydu?
hesabın var mı? giriş yap