• * niggle'ın yaprakları. 1938 (ya da 1939 yada ikisinde birden) yılında yazılmış ve 1945 yılında ilk kez dublin review’da yayınlanmış bir j.r.r. tolkien hikayesi. niggle (kahramanın adı için niggle kelimesinin seçimi bile başlıbaşına hikayedir) adında iyi kalpli bir ressamın, yaptığı büyük bir resmin etrafında döner konu. bir gün ise tüm işlerini bırakıp yolculuğa çıkması gerekir. bi bilbo baggins hissiyatı var yani.

    eserin önemi tolkien'in diğer eserlerinin altında yatan felsefeyi ortaya koymasıdır. tolkien'in hayatının ve eserlerinin yaratıcılık sürecinin bi alegorisidir. kendi tanımıyla, zorlanmadan, acı çekmeden, canı çıkmadan yazdığı tek hikayedir. bi sabah kafasında olduğu gibi kurulmuş hikayeyle uyandığını ve bi kaç saatte yazıverdiğini söylemişliği var üstadın bu hikayeyi.

    hikaye kısaca şöyle:

    söylediğimiz gibi, niggle tamamen kendini tatmin etmek amaçlı resim yapan bi ressam, ve içinde bulunduğu toplum da sanata pek iyi gözle bakmıyor. kocaman bi ağaç yapası var bu ressamın. tek bi yaprakla başlayıp tüm ağacı o yaprağın etrafında oluşturmak gibi yaklaşım sergiliyor. her bir yaprağı tam detayıyla çizme hevesinde. sonrasında ağaca konmuş kuşlardı, dallardı falan derken, ağaç resmi tüm vaktini almaya başlıyor. ama yine de hasta bi karısı olan ve kendisi de sakat bi bahçıvan olan komşusu parish'e yardım etmek için resmine ayıracağı vakitten vazgeçtiği de oluyor. yardım edeyim derken hastalığa kendisi de yakalanıyor. hiç de hazır olmadığı bi yolculuğa çıkması gerekiyor. olaylar (ve tabii felsefe) gelişiyor.

    şimdi efenim, her ne kadar üstadımız alegoriye fena halde karşı olduğunu iddia etse de hikaye gayet alegorik, gayet sembolik. tolkien'ın bizzat kendisi niggle'dır kanaatimce. tolkien'in yazıları hususunda kompulsif olduğu biliniyor. yazdıklarını ne kadar çok editlediği, mükemmeliyetçiliği, oluşturduğu dillerdeki detaycılığı, niggle gibi kendisinin de kendi ağacının (muhtemelen middle earth) her türlü detayında kaybolduğu düşünülürse benzerlik daha açık görülebilir. onun da middle earth aleminden uzaklaşmasına neden olan bi dünya sorumluluğu, işi gücü, bi gerçek dünya yükü vardı hem. zaten içinde alegorik bişey aramadan da hikaye gayet sürükleyici.

    dini bi bakış açısıyla, hikayedeki alegorinin hayat, ölüm, cennet ve cehennem anlattığı düşünülebilir. böyle bakılırsa, niggle'ın kaçınılmaz olan ama hazır olamadığı yolculuğunun, insanların genelde hazır olmadığı ölümü simgelediği, sonrasında başında geçenlerin de cennet ve cehennemi anlattığı söylenebilir. ya da asıl yaratıcının tanrı olduğu, onun dışında yaratma gayretine girenlerin ancak iyi ya da kötü yansımalar üretebildiği şeklinde yorumlanabilir. orkların, elflerin kötü bi yansıması olması gibi. eserlerin kalıcılığının da ölümden sonra bi hayatın varlığını vurgulamak amaçlı olduğu da söylenebilir.

    yok dini açıdan bakmam, ama otobiyografik olarak bakalım derseniz, hayatını okurken şahsımın da çok sık düşünmüş olduğu gibi, niggle bizzat tolkien'in kendisidir.

    masallar adlı kitapta niggle'ın yaprakları adıyla mevcuttur, zevkle okunabilen, nefis bi hikayedir. yorumlamak şahsa aittir gayet tabii ki. okuyunuz derim yine de.
  • niggle'ın detaycılığıyla mı, hayalleriyle mi yarattığını fark edemediği dünyanın hikayesi.
hesabın var mı? giriş yap