• en başından belirteyim, jack london'ın bu isimde yayımlanmış bir kitabı yok. bu isim kitabı yayına hazırlayan editör tarafından verilmiştir. ancak kitabın içindeki üç hikaye muhtelif tarihlerde jack london tarafından yazılmış ve gerçekten de onun yazarlık macerasında yapıtaşı görevi görmüş hikayelerdir. şu bilgiyi vermekte de fayda var. jack london toplamda dört roman ve üç öyküsünde köpekleri baş kahraman yaptı. bu öykülerin hepsi de bu kitapta mevcut.

    toplamda üç hikaye var demiştik. bunlar sırasıyla:

    1) `kahverengi kurt` (1906) "brown wolf"
    2) `ah o benekli` ( 1907) "that spot"
    3) `batard` ( 1902) "diable-a dog"

    şimdi bu hikayeler üzerine biraz konuşalım...

    jack london metinlerinde şu sıkça görülür; alt sınıftan olan ancak zekası ve yetenekleriyle sıyrılan karakter, dahil olduğu yeni sınıfta geçmişinden izleri ve yeteneklerini sergileyerek üst sınıfta doğup büyümüş olan muhatabını şaşırtır. bu hikayenin karakterlerinden walt irvine de böyle biridir. zaten kitabın birinci hikayesinin ortaya çıkışı da yine jack lodon'ın yaşadığı bir olaya dayanır. jack lodon'ın gerçekten de bu isimde bir köpeği vardır ve tıpkı kahve (kitapta bahsi geçen kurt) gibi dışarıdan gelmiş bir köpektir. jack london bu hayvanı oldukça severdi ve bir arkadaşının "günün birinde sahibi gelip onu almak isterse ne yapardın?" sorusu üzerine bu hikayeyi yazar.

    "irvine, iki küçük parmağını dudaklarının arasına sokup onun bu çabasına keskin bir ıslıkla destek verdi.

    aman tanrım! ahenkli seslere ayarlı bir şair olarak, hem de diğer her şeyde incelikli davranırken ne kadar da sevimsiz sesler çıkarabiliyorsun. kulak zarım delindi. çaldığın ıslık..."

    burada birinci hikayenin karakterleri walt irvine ve madge ile tanışıyoruz.

    walt, "yapılı bir adamdı; kasları acı verecek ölçüde sıkacak kadar yeni olan bir siyah renkli hazır giyim takımı patlatmak üzereymiş gibi görünüyordu." daha önce de bahsettiğimiz gibi. jack london zihnen ve bedenen güçlü karakterler seven birisiydi. zaten walt irvine de karşımıza bir şair olarak çıkıyor. bu adam aynı zamanda güçlü ve yetenekli biri. size bu hikayeyi özel kılan detaydan bahsetmek istiyorum. öncelikle kısa bir özet geçelim.

    walt irvine ve karısı madge evlerinin bahçesine sığınan bitkin ve kurt bulurlar bu hayvanı yeniden güç kazanması için beslerler. kurt kendini toparladıktan sonra bahçeyi terk eder. walt tekrar kurdu bulup eve getirir ve bu sefer ona bir künye takar. kurt artık ne kadar kaçarsa kaçsın, tekrar walt'a teslim edilir. her kaçışında sonra kendisini yeniden aynı evin bahçesinde bulan kurt ise sahiplerine alışır ve kaçmayı bırakır.

    bir gün yaşadıkları yere, bir komşularının akrabası olan skiff miller adında bir kuzey adamı gelir ve bahçedeki hayvanı tanıyarak onun kendisinin olduğunu ispat eder. nihayetinde, kiminle kalmak isteyeceğine kurdun karar vermesi gerektiği hususunda anlaşıp bunun tespiti için bir çeşit deney yaparlar.

    buraya kadar her şey tamam... şimdi hikayenin biraz derinine inelim. size demiştim, bütün hikaye aslında bir gerçeğe dayanıyor ancak hikayenin karakterlerinin kimliğine inince ortaya daha farklı bir manzara çıkıyor.

    bana sorarsanız jack london burada benliğini üçe bölüyor ve üç ayrı karakter üzerinden onları çatıştırıyor.

    1. kişi şair walt irvine:

    sevdiği kadınla beraber, yazarak para kazanan idealist bir adam. şehirli bir beyefendi.

    2. kişi skiff miller: kuzeyde, soğuk iklimde yaşayan, av buldukça karnı tok olan, hayatını devam ettirebilmek için zor işler yapan bir adam. gerektiğinde kavga eder, sinirlenir ve saldırganlaşır.

    3. kişi kahve (kurt): erk sahibi, makul, doğal.

    walt irvine--------------------kurt---------------skiff miller
    süperego---------------------- ego --------------- id

    bu üç karakteri toplayınca ortaya jack london'ın karakteri çıkıyor. walt idealist bir adamken skiff daha saldırgan ve içgüdüsel bir karakterdir. walt, kurdun onunla birlikte florida'da konforlu bir hayat yaşamasını isterken skiff onun tekrardan onunla birlikte yaban hayata dönmesini ister. nihayetinde kurt kendi gerçeklerini göz önünde bulundurarak bir tercihte bulunur. ancak bu üçlü uzunca bir süre çatışma yaşar.

    peki kurdu neden bir karakter olarak kabul ettim? çünkü kurt uzunca bir süre walt ile skiff arasında bir mukayese yapıyor. bu da yazar tarafından ona bağışlanan iradeye işaret. duyguları, tercihi olan bir canlı olarak hikayede yer alması ve kurgunun bel kemiğini oluşturmasından ötürü, kurdu ciddiye almamızda bir sakınca yok.

    son olarak şu bilgiyi vermek istiyorum. özellikle "batard" hikayesi oldukça önemlidir çünkü jack london bu hikayeden sonra tıpkı batard gibi bir hikaye yazmak için kolları sıvar ve hikayenin kontrolü ele almasıyla birlikte planları değişir. nihayetinde ortaya hepimizin severek okuduğu ve jack london'ın en önemli işlerinden biri olan "vahşetin çağrısı" çıkar. bu yüzden "batard" için "vahşetin çağrısı"nın öncüsüdür diyebiliriz.

    daha fazla jack london için:

    jack london - bana göre hayatın anlamı
    jack london - kızıl veba
    jack london - bir dilim biftek
    jack london - ateş yakmak
    jack london - bir kuzey macerası
    jack london - ölümcül dalgalar
    jack london - güneşe doğru
    jack london - deniz kurdu
    jack london - şampiyon
    jack london - kadın denen mucize
hesabın var mı? giriş yap