• en bastan soyleyeyim, komplo teorileri ile isim olmaz. hatta bunlarin genellikle dogru gozlemlere dayanan mantiksiz cikarimlar olduklarini dusunurum.

    coliving alanlarinda yasam modern bir trend. avantajlarini ve dezavantajlarini tartismayacagim, dikkat cekmek istedigim sey coliving trendinin daha buyuk bir trendin parcasi oldugu.

    bu bahsettigim “daha buyuk trend” gittikce daha yaygin hale geliyor - “mulksuzlesme” diyelim adina. her alanda mal sahipligi sahislardan sirketlere (ve hatta otesine) kayiyor. eskiden 100 kisinin 100 evi varken ornegin, artik 50'sinin evi var. kalan 50 evin sahibi 5 adet sirket. ayni sekilde eskiden 5 sirketin 5 sahibi/ortaklik yapisi varken artik bu sirketlerin hepsine ayni 2-3 yatirimci buyuk ortak oluyor.

    bu bir “kuresel komplo” seklinde gerceklesmiyor. finans ve uretim imkanlarini elinde bulunduranlarin rekabetinin dogal sonucu bu. ancak ne olcude plansiz ya da kacinilmaz oldugu farketmeksizin bu trendin olasi sonuclari beni cok endiselendiriyor.

    mal sahibi olmak soz sahibi olmaktir. eger elinizde maliniz yoksa kontrol edebilecekleriniz mal sahibi olanlarin kontrol etmenize izin verdikleriyle sinirlidir. bugun sizinle tatli tatli konusup evinizden, arabanizdan, sirketinizden vazgecmenizi salik veren ve mal sahipliginden vazgectiginiz daha “ozgur” bir yasami pazarlayanlar yarin sizden bir sey istediklerinde ricaci olmayacaklar.

    eski kafali oldugumu dusunebilirsiniz tabii ama “mal canin yongasidir” derler. kapitalizmin bir sonraki evresinde sahislar hatta sirketler degil, butun uretim, finans, insani ihtiyac kaynaklarini elinde toplamaya calisan devlet ve sirket ustu yapilar rekabet edecekler. kapitalizmin yapisinin korunmasi hatta altin cagina geri donmesi icin guclu demokrasilere ihtiyac var ve bunlardan da uzaklasiyoruz.

    ozetle demem o ki, kendinize bir ev alin. bir araba alin. bir gida kooperatifine uye olun. hem finansal hem operasyonel anlamda yerel uretici ve hizmet saglayicilari tercih edin. yoksa coliving cok guzel sen de gelsene vs. derken dunya gercekten cok sevimsiz ve korkunc bir yer haline gelecek.
  • bu sene gorece kisa bir donem deneyimledigim yasam sekli. benim kaldigim yer tropik bir adada, iliman havasindan mutevellit kuzey yarim kurenin- ozellikle de bati avrupa'nin kisindan kacan ve uzun sureli remote calisabilenlerin gecici kaldigi bir coliving/coworking eviydi. genel olarak insanlar 1 ila 3 ay gibi surelerle burada kalmakla beraber, noel-yilbasi haftasina denk geldigi icin 1-2 hafta civari kalanlarin cogunlukta oldugu bir donemde burada bulundum. yani ne derece normal/genel bir coliving deneyimiydi bilmiyorum.

    burada kaldigim surecte ben calismadim, ama normal is gununu devam ettiren birkac kisi vardi. kaldigim ev ozellikle remote calisanlari cekmeye calistigi icin ofis olarak kullanilabilecek guzel ortamlar yaratmislardi- sessiz ofis, bahcede birkac cesit ofis masasi hatta ayakta calisilabilen masalar ve monitorler de koymuslardi. grup halinde yapilan aktivitelerin cogunu 15.00'ten sonra (bati avrupanin geneline gore 1 saat geride bir lokasyondu) ve sabah 07.30'da (yoga gibi) planladiklari icin calisanlarin is duzenlerini bozmadan burada hayli rahat kalabilmeleri mumkun gorunuyordu.

    kahvalti ve aksam yemegi ortak yendigi ve bu ev tarafindan hazirlandigi icin modunuz olsun olmasin sosyallesmek zorundaydiniz bu evde. bir hostelde ya da otelde kalmaya kiyasla cok daha kolay ve hizli yeni insanlarla tanisabiliyorsunuz dolayisiyla. ama ayni zamanda biraz yorucu da olabiliyor.. sabah kalkar kalkmaz daha once hic tanimadiginiz 15+ kisiyle iletisimde olmak demek bu. ozellikle de kalanlarin sik degistigi bir donemse,bi sure sonra yeni insanlarla tanisasiniz gelmiyor artik, hikayelerini merak etmiyorsunuz. ben gorece kalabalik bir colivingde kaldim, bir daha denersem max 10 kisilik bir grupla kalmayi tercih ederim. tabi bu sefer de risk o 10 kisiyle pek bir klik olmazsa aranizda ne yapscaksiniz. belki de optimize etmesi zor; sansiniza nasil bir grup cikarsa kabullenmek.

    eger uzun donemli kalacaksaniz ve calismayi da dusunuyorsaniz bu surecte, kesinlikle tek basiniza bir airbnb tutmaktan ekonomik olarak cok daha uygun ve bir hostelde kalmaktan cok daha sakin. hem finansal olarak cebi hem de yalniz ve sosyal vakitleri optimize eden bir kalma sekli bu. kaldiginiz yere gore de farkli meslek ve milletlerden insanlar tanimaniz icin bulunmaz firsat. bu deneyimden once hic birebir bir polonyaliyla tanismamistim mesela, ve kafamda dinci tutucu avrupa'nin ucuz isci gucu toplum seklinde bir imaji vardi- berbat bir genelleme oldugunu bildigim halde. ıki polonyaliyla tanistim burada ve duygusal bellegimi 180 derece degistirdiler. en kisa zamanda polonyayi gidip gormeyi isteyecek kadar.

    eger tatil amacli kisa donem (~1:hafta civari- az da olsa bazi colivingler 2 haftadan az kalmaya izin veriyor) kalacaksaniz ve biraz da sosyallesebileyim diyorsaniz bence hostel daha mantikli bir secim. bag kurma baskisi olmadan ve daha ozgur bir sekilde belirleyebilirsiniz tatil planinizi. colivinglerin aktivite plani calisanlara gore sekillendirildigi icin size gore gereksiz bir esneklige enerji ve vakit harcamazsiniz, grubun geneliyle bag kurma baskisi da yasamadan caniniz istedigi zaman birileriyle tanisabilirsiniz.
  • coworking çalışma biçiminin yaşama biçimi olarak benimsenmesi durumu. bu tarzda yaşanan evlerde ortak yaşam alanları ve özel alanlar var. bu yaşama tarzı özellikle y kuşağına hitap ediyor. çünkü hem bireyselliğinizi muhafaza ediyor hem de sosyal hayata dahil oluyorsunuz.

    bu kavram henüz çok yeni. ekonomi dergisi forbes'ta bunun üzerine bir kaç makale bulabilirsiniz. tasarımcılar için yeni bir challenge denebilir. çünkü klasik apartman dairesi mantığından oldukça farklı bir düzeni var.
  • mutfakta taşaklarım çarpa çarpa çayımı karıştıramayacaksam sikerim öyle organizasyonu.

    tanım: boktan bir oluşum.
  • bir önceki entry'de çok güzel şekilde özetlenen, yeni çağın dinamiklerinin beraberinde getirdiği, ileride yaşadığımız döneme dair hatırlanacak / öne çıkanlar listesinde kendine yer bulacak olan taze kavram.

    aşağı yukarı iki yıllık bir geçmişe sahip olsa da, şimdiden `hipsturbia` (kendisinin bir bakıma tam zıttı olan bu kavrama da, ayrı başlık açmak gerek) ile 2020'lere damgasını vuracağı öngörülen yaşam tarzı.

    evet, hedef kitlesi y kuşağı namı değer millenials mensubu, young urbaners da denen expatler. kısaca, mümkünse farklı ekollerde lisans+ eğitime sahip, dünya ve farklı kültürlere karşı fazlasıyla açık ve meraklı, genel şartlara göre iyi para kazanıp, american dream'i en büyük kabusu olarak gören, parasını ev, araba vs. yerine gezip görmeye, deneyim yaşamaya harcayan/ harcamak isteyen duracell tavşanı enerjisine sahip insanlar.

    co-living'ler bu insanlara ev ve otel konforunun iyi dengelenmiş bir karışımını sunar. şehir merkezinde,özellikle -paradan bağımsız- ev bulmanın çok sıkıntılı olduğu popüler metropollerde- gösterişli, görece lüks ve bavulunu al gel ve hiçbir şeyin derdine düşme konseptli, ama hala -hedef kitlesi bazında- uygun fiyatlı evler.

    "e bu zaten yok muydu?uygun fiyatlı rezidans?" dediğinizi duyar gibiyim, işte tam bu noktada co-living'lerin alametifarikası ortaya çıkıyor.

    co- living'ler üyelerine, ilk dakikadan itibaren kapsamlı ve tatmin olma vaadli bir network ve event ağı sunuyor. böylece, yepisyeni ve az biraz paralı sudan çıkmış balığa eşit konumda olduğunuz, şehir/ ülkenizde anında sizi destekleyen ve kendinizi yalnız hissetmemenizi sağlayan kafa dengi bir sosyal çevreye girmiş oluyorsunuz.
  • özellikle avrupada ve yine özellikle proje bazlı olarak orta vadeli yerleşim planlayan kişilerin tercih ettiği "common habitus" alanları. mantık şu tek başına yaşadığınızda elde edemeyeceğiniz konforu ev arkadaşlığına benzer şekilde ortak kullanım alanları ile getiren ancak kişisel alanları da ev arkadaşlığında olmayan öncelik/sonralık mantığına göre değil eşit şekilde oluşturan yaşama şekli. bazı colivin evlerde spor salonundan bisiklet imkanına kadar çok fazla şans var. bazıları ise merkezi bir alanda düzenli bakım ile daha minimal bir yaşama alanı sunuyor.
  • norveççede bir arkadaş grubu ev paylaştığında bu hane "bofelleskap" (bufelleeskap diye okunur) olarak anılır. sadece iki kişi birlikte nikahsız ama nikahlı gibi yaşayacaksa bu olgu "samboerskap" (sambuerşkap diye okunur) üyeleri tek tek "samboer", çift olarak ta "samboerpar" adıyla anılırlar. almanya'da da başlıyor. orada adı "verantwortungsgemeinschaft".

    ayrıca bkz.
    - 18 yaşında aileden ayrılmak/#139064326,
    - tüm evlilik sürecindeki en anlamsız gelenek/#151177431,
    - nikahsız ilişkinin normal sayıldığı bir süreçteyiz/@cobanyastigi,
    - evli gibi yaşayalım ama evlenmeyelim erkeği/@cobanyastigi,
    - sevgiliyle aynı evde yaşamak/@cobanyastigi,
    - norveç/#146244516,
    - annem ramazanla babam ramazanın karısıyla kaçtı/#129518046.
  • istanbul'da, kendi girişimini kurmuş ya da sanatçı topluluklarından kişilerden oluşan, beşiktaş ve şişli civarında bir coliving projesi var mıdır merak ettiğimdir.

    tanım: özellikle batı avrupa ve abdde çok popüler olan, sadece birlikte yaşamak değil, her an etrafındaki kişilerden ilham almayı da sağlayan bir oturum şekli.
  • (bkz: roombadi)
hesabın var mı? giriş yap