demiryolu serserileri
-
(bkz: hobo)
-
(bkz: demiryolu çocukları)
-
(bkz: demiryolu hikayecileri)
-
adana demirspor'un taraftar kitlesi.
-
(bkz: the road)
-
(bkz: titanik orkestrası)
-
trenlere laf atıp bira içen öküzlerdir.
-
en sevdiğim jack london kitapları demir ökçe, martin eden, uçurum halkı, açlar ordusu, john barleycorn/intihar, ay vadisi. yalnız serserilikle ilgili kitabı açlar ordusu muydu, başka bir kitap mıydı emin olamıyorum. o isimde kitap okuduğumu anımsamıyorum, yüksek bir olasılık demiryolu serserileri yani the road.
50 yaşlarının hissiyatıyla sadece intihar/john barleycorn'u tekrar okumak istemem, beni sıkacaktır. martin eden, demir ökçe, uçurum insanları, açlar ordusu, demiryolu serserileri sıkmaz. hepsi üst üste olmayacak, seriyi aralıklı okumalıyım. ilginç şekilde belgeselimsi olan kitaplarına, ufaklıklara daha çok güveniyorum. uçurum insanları, açlar ordusu ve demiryolu serserileri'ni ciddi çağrıştırıyor, farklı zamanlarda yaşasa da o kitapların maceraları birbirinin karşılığı/izdüşümü gibi. yani londra'nın sefaletini anlattığı halde gene bir tür insanlık serüveni tadı mı vermiş, kendim de şaştım. yoksa ben mi sefaletten keyif almışım? (bkz: jack london/@ibisile)
uyarı: öğrenmiş bulunuyorum, benim okuduğum açlar ordusu ile okumadığım demiryolu serserileri'nin her ikisi de jack london'ın the road'unun (1907) türkçe çevirileriymiş. (bkz: the road/@efreet sultan) -
''kürk mantolu madonna kitabı madonna'nın hayatını anlatıyor'' diyen kadına hak vermeye başladım. ablam kitabı okuyalı çok oluyor ki her şeyi unutmuş. unutmak ki ne unutmak.
ben de bu kitabı orta okulda okumuştum, kitap hakkında hemen hemen hiçbir şey hatırlamıyorum. tekrar okumaya başlarsam ve yine hatırlamazsam korkusuyla tekrar da başlayamıyorum.
''daha önce okuduğunuz ama konusunu unuttuğunuz bir kitabı tekrar okuduğunuzda birçok şey aklınıza gelecek mutlaka, ama ille hatırlamanız da gerekmiyor. çünkü önemli olan kitabı net bir şekilde hatırlamak değil, kitabı okurken çıktığınız zihinsel yolculuk. yani o kitap bugün sizi siz yapan etkenlerden biri oldu bile, önemli olan da bu.'' teması aşağı yukarı bu olan bir yazı okumuştum ve içim baya rahatlamıştı, ama şimdi rafta bu kitap gözüme çarptıkça hafiften içim sızlıyor. bana öyle bakma, anlayacaklar. -
jack london bu kitabı kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazmış. 1800 lü yıllarda amerika'da trenlere kaçak binerek ve dilenerek yaşayan serseri takımını anlatıyor.
kitabın bende bıraktığı etki, bir beyaz diş ya da uçurum insanları kadar derin olmadı.
sonuç olarak pek beğenmedim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap