• filmde jane fondanin yaptigi sakalar pek lezizdir, ozellikle filmin 1967'de cekildigini goz onunde alirsaniz. bu film icin soylenebilecek en guzel sey muhtemelen filmin ne kadar tatli oldugudur. o donemin filmlerini sevenler icin sahane bir film.
  • baslarda "ne bu be ideal es boyle mi yani" diye soylendigim sonradan mutlu oldugum film. yeni evli bir ciftin newyork'ta asansorsuz bir apartmanin en ust katina tasinmasindan sonra yasadiklarini konu alir.
  • cinerama nin en guzel sarkilarindan bir tanesi, sozleri ise:

    that smile on your face as you awake
    oh, it just makes my heart ache
    let's lie all day here in the dark
    and watch "barefoot in the park"

    and it's because you're so sublime
    that i think about you all the time
    don't ask me if it's true
    because how could anybody not love you?

    you open my lips with your thumb
    you know i will succumb
    when you shave my skin i don't feel pain
    and i just can't explain

    how it's because you're so sublime
    that i think about you all the time
    don't ask me if it's true
    because how could anybody not love you?

    and the world before i met you
    i can't remember now, what was that like?
    because you, you're so beautiful
    just hold your body close to mine

    oh that feels so divine
    you're every single dream i've had come true
    i'm so glad i found you

    yes it's because you're just sublime
    that i think about you all the time
    don't ask me if it's true
    because how could anybody not love you?

    and the world before i met you
    i can't remember now, what was that like?
    because you, you're so beautiful
    there is no part of you that i dislike
    oh what would i do without you?
  • yıllar yıllar önce, ufacık bir çocukken evinde video bulunan talihlilerden biriydim. seksenlerin başında babam, haftada bir izmit'ten istanbul'a iş toplantısına gelirdi, akşam dönüşünde de chicago video'dan kiraladığı, metal bir kutu içinde dört adet betamax film kasedi getirirdi. her kasette bir film, kalan boşluktaysa benny hill show ya da müzik klipleri gibi dolgu malzemesi olurdu. muhtemelen ilk olarak o yıllarda izlemiştim bu filmi, aklımda en çok o beş (altı) kat merdiven tırmanma sahneleri kalmıştı, bir de victor velasco karakterinin güzide çiftimizin yatak odasından kendi dairesine çıkması.

    --- spoiler ---

    geçenlerde yeniden izledim, bu sefer broadway yapımı olduğunu bilerek. dharma ve greg karakterlerinin prototipi branner çiftinin (jane fonda - robert redford) performanslarından çok victor velasco ve anne karakterlerine bayıldım. elbette jane fonda çok güzel bir kadın, ama bu kadar yanar döner bir karaktere az rastlanır. gerçi daha filmin başında arızasını belli ediyordu, düğün salonundan balayını geçirecekleri otele geldikleri faytondan inerken dudaklarını ancak redford'tan ayırdığında ya da kocası altı gün altı gece durmaksızın süren gerdek gecelerinden sonra işe giderken kondurduğu öpücüğü beğenmeyip, böyle öpersen bir daha uğrama semtime tepkisini verdiğinde, dengesiz bir hatun olduğunu ortaya koymuştu. (yazdıkça düşündüm de, aslında bu tarz kişiliğe sahip kadınlar tanıdığımı fark ettim). ama dur dur, en sonunda adam parkta çıplak ayak yürümedi diye on günlük kocaya tekmeyi bas, yeter be dedirtmiştir. yine de robert redford efendi adammış.

    --- spoiler ---
  • neil simon'ın broadway klasiğinden yine kendisinin beyaz perdeye uyarladığı, gene saks'ın yönettiği 1967 tarihli sevimli bir romantik komedi. evlenip en az 3 çocuk yapma isteği doğuruyor. yeni evlenen cumhuriyetçi muhafazakar bir genç avukatla, özgürlüğüne düşkün ve biraz da çılgın eşinin balayı ve ilk evlilik günleri anlatılıyor. bratter lovers'ı jane fonda ve robert redford canlandırıyor. redford rolünün ve gençliğinin etkisiyle olsa gerek, sonraki yıllarda görmeyeceğimiz kadar silik kalıyor fonda karşısında. azgın yeni gelin rolünde jane fonda gerçekten başarılı. victor velasco rolündeki charles boyer de filme enerji katıyor. filmin başlarındaki otel odası sahnesi ve merdiven meselesi oldukça eğlenceli ve güldürüyor. genel itibariyle pozitif ve eğlenceli bir film ama başlardaki komedi dozu sonra düşüyor.

    --- spoiler ---

    corie bratter: paul, i think i'm gonna be a lousy wife. but don't be angry with me. i love you very much - and i'm very sexy!

    --- spoiler ---
  • haftasonu sinema kanallarindan birinde denk gelmemle kesfettigim turunun realist yapimlarindan biri. herseyin toz pembe olmadigi ve 2 farkli insanin ortak bir hayat kurma surecinde yasadiklari fikir ayriliklarini mizahla butunlestirmeyi basarmis film. ulkemizde de ask'a 103 adim ismi ile tiyatroda sahnelenmistir.
  • http://amny.image2.trb.com/…to/2005-04/17207258.jpg

    jane fonda'nın bacaklarını bol bol görmemizide sağlayan romantik komedi.
  • cactus flower'ın yönetmeni gene saks çekmiştir filmi. türkçe'ye "parkta çıplak ayak" olarak çevrilmiş ayrıca...
  • benim için süper identification kaynağı olan filmdir.

    zamanında çok üzülürdüm niye kimse benim evime gelmiyo da hep ben gidiyorum diye. 5. katta, asansörsüz bi evceğizdi kendisi. bilmeden bir kere gelen, aynen telefoncu gibi bi daha gelmemek için 40 takla atardı. hak vermemek elde değil...

    ayrıca 'ne varsa eski filmlerde var' tezini sonuna kadar kanıtlayan filmdir. birbirinden çok çok farklı iki kişinin, beraber yaşayabilmek adına kendilerinden çılgınca ödün vermeden nasıl bir denge tutturabileceklerini pek güzel işler bu film. hatta öyle bir yapar ki, izlerken anlamaz bile insan. öyle gözüne gözüne sokmaz izleyicinin.

    renkleri, kostümleri, sanat yönetmenliği de çok başarılıdır. minimalist filmdir arkadaşım işte.

    mümkünse herkes izlesindir, herkes sevsindir.
  • bu sabah yeniden izlediğim ve jane fonda'nin oynadığı karaktere uyuz olduğum film. robert redford dünyanın en tatlı adamı.*
hesabın var mı? giriş yap